Paskalya Adası Heykelleri
Paskalya Adası Şili kıyılarından 3 bin 600 km açıkta bulunan, bu özelliği ile dünyanın karaya en uzak noktası unvanına sahiptir.
Adanın adı Paskalya bayramı arifesine denk gelen 5 Mayıs 1722’de, Hollandalı denizci Jacob Roggeveen'in adaya ayak bastığından beri Paskalya adıyla anılmaktadır.
Bu adada yer alan dev heykellere "Moai" adı verilmiştir. 1935’te giden Alman dil bilimci ise adada yaptığı inceleme sonucunda 638 tane heykeli türlerine ve büyüklüklerine göre sınıflandırarak kaydetmiştir.
1969 ile 1976 arasında yürütülen Paskalya Adası Heykelleri Projesi araştırmalarında ise 887 heykel kayda geçirilmiştir. Ancak adada toplamda 1000’den fazla heykel olduğu tahmin edilmektedir. Moailer abartılmış derecede uzun kulakları, güçlü çıkıntılı çeneleri, büyük başları ve
kolsuz gövdeleri ile insanı etkileyen görkemli heykellerdir. İyice belirli olan göz delikleri ile düz burunları ile hepsi aynı biçimdedir. Moai heykellerinin en uzununa ‘Paro’ adı verilmiştir. Paro yaklaşık 10 metre uzunluğa, 82 ton ağırlığındadır.
En ağır Moai ise 86 tondur ve tamamlanmamıştır. Eğer tamamlanabilseydi 21 metre uzunluğa ve 270 ton ağırlığa sahip olacağı tahmin edilmektedir.
Genel olarak erkek heykeller “Moai Kavakava”, dişi heykeller ise “Moai Pæpæ” adıyla anılmaktadır. Heykellerin ada yerlileri tarafından 1000-1600 yılları arasında yapıldığı tahmin edilmektedir.
Dinsel anlamları da tam olarak bilinmemekle birlikte yaşadığına inanılan ataları temsil ettikleri sanılmaktadır. Yerliler bulundukları toprakları “kuş adamların ülkesi” olarak adlandırmaktadır. Adada pek çok yerde kayalara işlenmiş çeşitli ve moai heykellerinin birçoğunda
dövmeye benzeyen bilinmeyen bir yazı diline ait semboller bulunmuştur. Bu yazı bugüne kadar çözülememiştir.
“Moai”ler adanın doğu kıyısında bulunan Rano Raraku volkanından alınmış olan yumuşak volkanik tüflerden yapılmıştır. Dev heykeller kayalardan tek parça halinde imal edilmiştir. Ayrıca moailerin başında Pukao adı verilen dev kırmızı şapkalar bulunmaktadır.
Pukao’laradanın güneybatısındaki Punapau volkanından alınmış scoria denilen kırmızı tüften yapılmış ve metrelerce uzunluktaki Moailere sonradan yerleştirildiği anlaşılmıştır.
Bu 10 tonluk şapkaların araştırmalar sonucunda heykeller dikildikten sonra ve büyük olasılıkla ocaktan ham forma getirilip yerinde oyularak heykellere yerleştirildiklerini tahmin edilmektedir.
Rano Raraku’da yaklaşık olarak 200 adet heykel kalmıştır, Bunların birçoğunun da taşocağının altında gömülü olduğu sanılmaktadır. Heykellerin çoğu yarım kalmış durumdadır, bir kısmı ise neredeyse taslak aşamasındadır.
Rano Raraku bir heykel atölyesi olarak kullanılmış ve tamamlanan dev heykeller adanın genellikle denize bakan değişik yerlerine taşınmışlardır. Yerliler bu tonlarca ağırlıktaki heykelleri taşımak için mükemmel bir mühendislik örneğin ortaya koyulmuştur.
Yakın geçmişteki birçok bilim insanı bu konuda uzun süre araştırmalar yapmış, heykellerden bir tanesini birebir kopyalayarak dönemin teknolojisi ve insan gücüyle taşıma denemeleri yapmışlardır.
Bunun sonucunda heykellerin farklı noktalardan halatlarla bağlanarak sağa sola sallandığında ileriye doğru gidecek şekilde üretildiği fark edilmiştir.Ağırlığı ne olursa olsun sağa sola salladığını zaman heykel ağaç dövmeleri üzerinden kaydırılarak yavaş yavaş ilerletilmiştir.
Volkanik bir yapıya sahip olduğundan zaten bitki yetişmesine pek müsait olmayan adadaki az sayıdaki palmiye ağacı da heykelleri taşımak için kullanılan kızak sistemi için kesilerek azalmıştır.
Uzmanların araştırmalarına göre bir Moaiyi yontmak, taşımak ve ahunun üzerine yerleştirmek için 23.000 adam-günlük bir çalışmayı gerektirmiştir. Yaklaşık 1000 adet heykel olduğu düşünüldüğünde olayın ihtişamı daha belirgin hale gelmektedir.
Yorumlar
Yorum Gönder