Bir Keşif

1894 yılında, Urallar’daki Yekaterinburg kentinin yaklaşık 100 km kuzeyindeki bir turba bataklığında çok önemli bir keşif yapıldı. Shigir bataklıklarında çalışan altın madencileri karaçam ağacından oyulmuş muhtemelen 5,3 metre yüksekliğe sahip ahşap bir heykelin 

                     
parçalarını keşfetmişti. Anıtsal ahşap heykel geometrik motifler ve insan yüzleriyle bezenmişti. Heykelin yaşı uzun süre belirsiz kaldı ve çoğu araştırmada bu tartışma konusu oldu. Ancak 2014 yılında yapılan bir dizi radyo karbon çalışmaları tarihleme sorununu çözdü ve 

                                 
2018’deki son analizlere göre Shigir İdolü MÖ 9.600 yıllarına tarihlendirildi.Almanya/Göttingen Üniversitesi’nden arkeoloji uzmanı Thomas Terberger : “Bu heykelin saygıdeğer yaşı 11.600 yılı buluyor ve diğer buluşlarımız, bize avcı-toplayıcıların karmaşık ritüeller yaptıklarını 

                                 
 ve sanatlarında soyut fikirleri ifade edebildiklerini söyletiyor. Görünüşe göre din ve kültür, daha önce düşünüldüğü gibi çiftçilikle birlikte değil, çok daha önce ortaya çıktı” .Shigir İdolü, üzerinde şeytani kol ve yüz görüntülerinin olduğu 5 metreden büyük, 

                              
tek parça halinde bir heykel. Bu heykel ormanı ‘tabu’laştıran bir simge mi, yoksa dini ritüel veya ata ruhlarına hürmet amacıyla mı yapıldı? Önceleri böyle düşünülüyor, bu vb. sorular soruluyordu. 

                               
Fakat Rus ve Alman arkeologlar, Shigir İdolü’nün kötü ruhların ve onları yöneten orman şeytanının stilize tasviri olduğunu saptadı. 159 yaşındaki karaçam ağacından yapılmış heykel Mezolitik Çağ’a ait hala deşifre edilememiş birçok sembolle kaplı. 

                           
Orijinalinin daha uzun olduğu belirtilse de, şu anki haliyle 2,8 metre boyunda olan heykelin üzerinde 7 adet yüz bulunuyor. Heykel, bir açık hava altın madeni alanındaki 4 metrelik bataklık katmanı sayesinde binlerce yıl boyunca korundu. 

                           
Profesör Dmitry. I. Lobanov, 2,80 metre boyundaki heykeli yeniden oluşturmak için ana parçaları bir araya getirdi. Ancak 1914’te, Sibiryalı arkeolog Vladimir Tolmachev daha önce kullanılmamış parçaların da içinde olduğu yeni bir modelleme yapmayı önerdi. 

                             
Bu parçalar, 20. yüzyılın savaşları ve diğer gelişmeleri esnasında kayboldu ve günümüzde yalnızca Tolmachev’in çizimlerinde görülebiliyorlar.  Çizimlere bakılarak, heykelin orijinal boyunun 5,3 metre olduğu söyleniyor.

                           
Rusyalı bilim insanlarının Shigir İdolü ile ilgili en çok tartıştıkları noktalardan biri, neredeyse iki katlı ev yüksekliğindeki bu heykelin nasıl dik pozisyonda ayakta durabildiği. Shigir İdolü’nün eskiden bir nevi harita olarak kullanıldığını öne sürüyorlar. 

                             
Heykelin üstündeki düz çizgilerin, kıvrımlı çizgilerin ve okların, bir yolu ve bu yolun süreceği gün sayısını tarif etmek için kullanıldığı düşünülüyor.  Kıvrımlı çizgilerin, su yollarını tasvir etmek için kullanıldığı düşünülürken, düz çizgilerin dağ geçitlerini ve 

                              
okların da tepeleri tasvir etmek için kullanılmış olabileceği öne sürülüyor.  Buzul Çağı’ndan çıkan erken dönem insanları için anıtsal bir sanat eseri yapılmasının daha geniş bir etkisi bulunuyor. 

                               
Asıl ilginci ise Shigirİdolü’nün yapılma tarzı ve imgelerinin Türkiye’deki Göbekli Tepe’de ortaya çıkan diğer Buzul Çağı eserlerine inanılmaz derecede benziyor olması. Göbekli Tepe’deki eserlerinden Shigir İdolü ayıran ise hazırlandığı malzeme. 

                               
Bu dönemde, insana benzeyen anıtsal tasvirler yapılmış yalnızca bir tane daha yer vardı: Göbeklitepe. 
Bununla birlikte, her iki alan arasında önemli bir coğrafi mesafe vardı. Bu yüzden belirgin benzerlikler için doğrudan temas ve etkileşim en muhtemel açıklama değildi. 

                               
Shigir bataklığı, organik ahşapların korunması için son derece iyi koşullara sahipti. Göbekli Tepe’de ve Urfa bölgesindeki diğer çağdaş ortamlarda ise anıtsal yapılar üretmek için dayanıklı taş seçildi.

                                
Korunmuş ahşap imgelerin olmaması, o dönemde hiç yapılmadığı anlamına gelmiyor. Son Buzul Çağı sona erdiğinde; Sibirya'nın Urallar bölgesinde avcı toplayıcılar ağaçlardan insan şeklinde üzeri işlemeli Shigir İdolünü şekillendirirken, 

                                
Şanlıurfa'daki Göbeklitepe'de avcı toplayıcılar taşlardan insan şekilli T biçimine taşlar yontuyorlardı.
Birbirinden fersah fersah uzaklardaki Erken Holosen devri avcı-toplayıcı kültürlerin dünya insanlık tarihine miras bıraktığı antropomorfik yapıtlar 

                                
Mısır'ın dünyaca ünlü Giza'nın Büyük Piramitlerinden iki kat daha yaşlı.  Önce işaretler arasında beş yüz şekli araştırmacıların dikkatini çekmişti.  Moskova Arkeoloji Enstitüsü arkeologu Svetlana Savchenko 2003 yılında, Sverdlovsk Bölge Müzesi'ndeki araştırmaları sırasında 

                                 
dikdörtgen burunlu hayvan yüzünü keşfetti. Bilimadamları Shigir İdolüyle adeta gizli resim bulma oyunu  oynar gibiydi. 2014 yılında araştırmacı Mikhail Zhilin'in şekillerdeki boğumlar arasında o güne kadar gözden kaçan yedinci yüzü keşfetti. 

                                
Shigir Idol ile Göbeklitepe'nin anıt taşları arasında açık benzerlik olduğunu savunan Thomas Terberger ; "İlk anıtsal ritüel yapıları olarak nitlendirilen Türkiye'deki taş ritüel yapıları ile bu heykel benzeşmektedir." 

                                
 Aralarındaki en önemli fark ise Anadolu insanının çiftçilikle uğraştığı düşünülürken,  Shigir İdolü’nü yapan kişilerin ancak avcı-toplayıcılar olduğuna kesin gözüyle bakılması. Medeniyet, din ve kültürün doğuşu geleneksel manada tarımın ortaya çıkmasıyla ilişkilendiriliyordu. Rus ve Alman arkeologların keşfiyse bu fikri sorgulayarak, bizlere, medeniyetin ve kültürün nasıl ortaya çıktığı hususunda yeni düşünce ve olasılıklar sunuyor. Günümüzde Shigir İdolü, hayatta kalan tüm parçaları ile Yekaterinburg’daki Sverdlovsk Bölge Müzesi’nde sergileniyor. 

                               


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Paskalya Adası Heykelleri

Kadim Irklar

Osman Hamdi Bey