Osmanlı'da idam edilen "Maymunlar"
Osmanlının kuzey Afrika fetihlerinden sonra daha önce İstanbul da olmayan birçok şey İstanbul’a getirilmeye başladı. O coğrafyadan getirilen her çeşit malın yanı sıra her türden irili ufaklı maymun da bulunuyordu.
Şehirde, özellikle Galata ve Azapkapı’da olmak üzere zamanla maymun dükkanları da açıldı.
İstanbulluların maymun sevgisi gemicilerle sınırlı kalmadı, zenginler de maymun beslemeye başladı. Hayatü’l-Hayevan isimli kitapta hem terzilikte görev alan, hem de kuyumculukla uğraşan maymunlardan söz edilmektedir. Aynı kaynağa göre Yemen'deki maymunlar bakkallık ve kasaplık gibi işlerde bile çalıştırılmıştır. Bazı Osmanlı vatandaşları ve güç sahipleri, maymunların insanlarla bu kadar iç içe olmasından hiç de hoşnut değildi.
Sultan Muradın imamlığını yapan ve daha sonra Rumeli kazaskeri olan Manisalı Molla Abdulkerim Efendi adeta "maymun düşmanı" seviyesine varacak kadar bir nefret besliyordu.
Bir Cuma günüydü; Molla Abdülkerim Efendi vaaz etmeye başlamıştı ,konu döndü dolaştı gene maymunlara geldi, kadıların maymunlarla uygunsuz şeyler yaptığını söyleyerek, yanına da birkaç tane daha asılsız iftiralar ekleyerek milleti galeyana getirdi.
Cuma namazı çıkışında kızgın ve galeyana gelmiş kalabalık Molla önderliğinde Galata ve Azapkapı’daki maymun satıcılarını yakalamaya gitti. Tarihçiler o günü ‘’İstanbul’da dalında maymun sallanmayan tek bir ağaç kalmadı’’ diye anlatır.
Molla, yakalanan maymunları kendi elleriyle asıyor, iri maymunlar için ayrı idam sehpası hazırlatıyor, cesetleri halka teşhir ediliyordu.
Her görülen maymun ağaçlarda asılır hale gelmiş ve 1 hafta gibi kısa bir sürede tüm maymunlar yakalanarak idam edilmişti Yapılan bu maymun katliamına tanık olmuş halk, Molla’ya ”maymunkeş” lakabını taktı.
Tarihçiler, Maymunkeş Abdülkerim Efendi’nin vefatında birçok hayvan severin kutlama yaptığından bahseder. Molla, son derece dışlayıcı, ötekileştirici anti gayrimüslim politikaları ile de bilinir.
Halk arasında ismi: ‘Maymunkeş Molla’ veya ‘Maymunkeş İmam dı’.Birçok tarihçinin mutabık olduğu bu olayların resmi kaynaklarda adı geçmediği için rivayet olduğu da iddia ediliyor.
Yorumlar
Yorum Gönder